1 Mart...
Çevrimiçi olarak 'günlük' yazma hevesimin başladığı gün.
Yıl 23.
"Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" sözünü duymaya alışmıştık...
Ya şimdi n’oldu? Her şey tepetaklak(!) mı?
Yoksa bambaşka ‘şeyler’ mi var?
“Gomplo bunlar yeenim” deyip geçiştiriverelim gari...
***Marteniçka***
Mart’ta bizim buralarda ‘marteniçka’ takılır bileklere...
Ben de taktım!
Ama öyle çokça inandığımdan falan da değil.
Böyle şeyleri biraz ‘boş’ da bulurum açıkçası...
Bilmiyorsan söyliyim; marteniçkayı bir bileklik gibi düşün.
Dilek dilersin, sonra da bir leylek veya çiçek açmış ağaç görene kadar marteniçkayı bileğinde tutarsın. Sonrasında da ağaca asarsın...
Bu tarz şeyler neredeyse her inançta, her coğrafyada var.
Ben de takıyorum.
Maksat biraz “dostlar alışverişte görsün” , biraz bileklik severlik.
Çünkü...
Kahrolası leyleği ya görmüyorum ya görsem de marteniçkayı çıkarasım yok.
Çiçek açan ağaç da her yerde var.
Birkaç gün dursun diye bir bileklik takılmaz.